15 Aralık 2009 Salı

FİLİM ŞERİDİ GİBİ AMA FİLM GİBİ DEĞİL

Şu meşhur lafı bilirsin; “Bi an gözlerimin önünden hayatım, filim şeridi gibi geçti”. Bu durum beni çok şaşırtır. Bi bakıma, ya zaman yavaşlıyor, sen resimleri seyrediyorsun; ya da zaman içinde maksimum hıza ulaşıyorsun! İkincisi daha makul geliyor bana. Bu durumda ne kadar olay, gözünün önünden geçiyor? Belki üç, belki beş, belki on, bilemiyorum ama en önemli olayların geçtiği malum. Buna en güzel olayları sonra pişmanlıkları sonra yapılacak işleri vs..koyabiliriz.                                                       
Niye böyle bir şey oluyor? Yani ne gerek var? Görsen ne olur, görmesen ne olur, bilmiyorum! Farz et ki ağaçtan düşüyorsun. Aşağıya doğru düşerken havada sen başlıyorsun maziyi seyretmeye. Ne gerek var şimdi, sırası mı yani? Yahu düşüyorsun, şöyle bir bak belki bir dala tutunacaksın ne bileyim, belki bir kedi gibi nasıl düşsem de bana bir şey olmasa diye plan yap, yok! Belki de bu tür olaylarda işin içine kader giriyor. Yani ölmen gerektiği için şöyle tatlı bir yatay geçiş yapman gerekiyor vs.
Asıl konu şu ki: Mazideki olaylar bir filim şeridindeki kareler gibi gözünün önünden geçer. Sanki filim seyreder gibi olmaz yani. Tabi bunu senin anlaman için ufak bir deneme yapman gerekiyor. Şöyle ki: Gözlerini kapa ve senin için başından geçen, başı ve sonu belli olan, çok önemli bir olayı düşün! Şimdi başından itibaren kareleri görmeye başla! Asla bir film izler gibi izleyemezsin. Olayın ancak önemli karelerini görebilirsin. Zihin burada nasıl bir halt yiyor, tam olarak ben çözemedim.        

Hiç yorum yok: